AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Eskişehir’e geldi. Organize Sanayi Bölgesi’nde basın mensuplarıyla bir ortaya gelen Kurtulmuş, gündeme ait değerli açıklamalarda yaptı. Kurtulmuş, toplantıda İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı, başörtü ve 6’lı masaya ait değerlendirmelerde bulundu. Toplantıya AK Parti Eskişehir Vilayet Lideri Zihni Çalışkan, milletvekilleri Nabi Avcı, Emine Parıltı Günay ve Harun Karacan da katıldı.
“BİR HAFTA ON GÜNDE DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE TERÖR ÖRGÜTÜ KALMAZ”
İstiklal Caddesi’ndeki terör hücumuyla ilgili konuşan Kurtulmuş, “Terör saldırısının çabucak akabinde başlayan ve dalga dalga büyüyerek devam eden, milletimizin top yekûn ortaya koymuş olduğu örnek bir dayanışma ruhunu ben de şahsen görmekten ötürü büyük bir memnuniyet duyuyorum. Nitekim milletimize müteşekkiriz. Fikirleri ne olursa olsun teröre karşı ortak bir insanlık cephesinde buluşabilmeyi, teröre karşı yekvücut olabilmeyi, terör örgütlerini ve onların gerisindeki güçleri sevindirmeyeceğimizi bu örnek dayanışma ruhu ile milletimiz ortaya koymuştur.
Bu atak ile birlikte şu mevzuyu gündeme getirmek herhalde doğrudur. Sorun yalnızca orada bombayı patlatan, bombayı patlatana buyruk veren ya da onları bir halde buraya getiren, yönlendiren ya da gerilerinde bunları planlayan terör örgütünden ibaret bir hücum değildir. Yıllardır söylediğimiz şey terörün gerisindeki temel güçleri deşifre edip onların teröre dayanak vermesini bütünüyle engelleyene kadar bu gayretimiz devam edecektir. Daha açık sorayım, bu terör örgütlerine lojistik dayanakları kimler veriyor? İstihbarat dayanaklarını kimler veriyor? Bunlara silahları, bombaları kimler temin ediyor? Bunlara kendi ülkelerinin başşehirlerinde siyasi çalışma ismi altında ofisleri kimler tahsis ediyor? Bunlara tırlarla mühimmatı, silahı kimler veriyor? Yıllardır söylediğimiz budur. Yalnızca terör değil.
Adını bir de süslü bir biçimde koydukları, vekâlet savaşlarının aracı olarak kullandıkları maşaları olan terör örgütleri burada asıl fail değildir. Asıla fail bu terör örgütlerine dayanak verenlerdir. Şunu da çok net söylüyoruz; şayet dünyanın Afrika’dan ta Asya’nın içine kadar, Meksika’ya kadar, Orta Amerika’ya kadar dünyanın neresinde terör örgütü varsa, bu terör örgütlerine dayanak verenler, silah verenler, siyasi ve lojistik dayanak sağlayanlar içtenlikle bu dayanaklarını kessinler, bir hafta on günde dünyanın hiçbir yerinde terör örgütü kalmaz. Yalnızca PKK/ PYD için söylemiyorum. Bokoharam’dan DEAŞ’a kadar, bir sürü terör örgütünün eline silahları tutuşturup bunları meydanlara salan kimlerdir? Vekâlet savaşı dedikleri, vekillerini kullanarak yürüttükleri aslında bir hâkimiyet gayreti ve hatta vekalet savaşları üzerinden bunu da bir memleketler arası bağlar aracı haline getirerek birtakım bölgelerde kendi hegemonyalarını arttırma mücadelesidir” dedi.
“BU SUÇA KİMSE ORTAK OLMASIN”
Kurtulmuş, “Bu oyunun farkındayız. Terörün gerisindeki güçler tamamı ile terörün gerisinden çekilene kadar, terörü ortaya çıkaran sosyolojik, toplumsal gelişmeler büsbütün ortadan kaldırılıncaya kadar bu çabayı devam ettireceğiz. Terör konusundaki ikircikli davranışlara, terör konusundaki ikiyüzlü hallere sahip olan ülkelere de şu kelamı söylemek isteriz. Terör düzgünü berbatı, şuraya karşısı, buraya karşısı olmaz. Terörün tamamı insanlık düşmanı, canilerin kullanıldığı bir insanlık kabahatidir. Bu suça kimse ortak olmasın, bu insanlık kabahatinin ayıbına kimse bir halde ortak olmasın. Tam bilakis, insanlık cephesinin teröre karşı ortak bir cephede bir ortaya gelebilmesi, güçlü bir biçimde uğraş edebilmesi ve terör örgütlerinin artık dünyada kımıldayamaz hale gelmesini temin etmesi bir insanlık borcudur” diye konuştu.
“BİR ZULÜM PERİYODUNU GERİDE BIRAKTIK”
Başörtü konusunda anayasanın ilgili unsurlarında değişiklik yapılarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacağını belirten ve mevzuyu gündeme getirdiği için CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür eden AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Kadınların kıyafetleri, tercih etikleri kıyafetleri, inançları hasebiyle giydikleri kıyafetleri münasebetiyle rastgele bir halde, rastgele bir yerde, kamuda yahut özel bölümde bir ayrımcılığa natürel tutulmasını önlemekle ilgili anayasaya değişikliği, ilgili partilerle de konuşarak muhakkak bir noktaya geldi. İnşallah önümüzdeki hafta anayasanın 24 ve 41’inci unsurlarında, 24’üncü unsura ek fıkra ekleyerek, 41’inci unsurda de değişiklikler yaparak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacaktır. Şunu herhalde söylememiz gerekir; ‘Türkiye başörtü yasakları diye anladığı, lakin temel itibariyle bayanların hak ve özgürlüklerini kısıtlayan bu davranışlarla yeni karşılaşmadı.’
Esasında son devirde aslında fiilen bitmiş olan bir sıkıntıdan bahsediyoruz. Fiilen böylesine kısıtlamanın kelam konusu olmadığı, bayanların başörtülü ya da baş açık, kamu, özel dal yahut istedikleri her yerde rahatlıkla yer alabildikleri, eğitimlerini ve devlet memuru olarak mesleklerini sürdürebildikleri ve bu husustaki bütün yasaklamaların geride bırakıldığı bir devri yaşıyoruz. Lakin bu mevzuda kaç zorluklar yaşadığımızı da hatırlıyoruz. 18-20 yaşındaki gencecik kızlarımızın, yalnızca başörtüsü örttükleri için üniversitelerin kapısından kovulduğu ve liselerden uzaklaştırıldığı, Eskişehir halkının da zihinlerinde olan bir gerçektir. Yalnızca 28 Şubat değil, bundan evvelki periyotlarda de her türlü zulmün yapıldığı, tahminen yüzlercesi ve binlercesini de teğe bir tanıyorum. İnsanların hayatlarının karartıldığı, birçoğunun yurtdışına gitmek mecburiyetinde kaldığı, bir kısmının mesleklerini hem de en güzel noktalarında terk etmek mecburiyetinde kaldığı bir zulüm devrini geride bıraktık. Çok şükür bugün itibariyle bu zulüm büsbütün kalmıştı” diye konuştu
“BAŞÖRTÜ KONUSUNU GÜNDEME TAŞIDIĞI İÇİN KILIÇDAROĞL’NA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın bir gece bu mevzuyla ilgili yasal düzenlemeyi içeren teklifini toplumsal medya vasıtasıyla Türkiye kamuoyuyla paylaşmasının, bu mevzuyu tekrar gündeme taşıdığını anlatan Numan Kurtulmuş, açıklamasını şöyle sürdürdü;
Bu mevzuyu gündeme taşıdığı için burada Kılıçdaroğlu’na da teşekkür ediyorum. Lakin bundan sonra madem bir yasa değişikliğini gündeme getirdiniz, şu ana bunu engelleyen bir yasa olmamasına karşın, merhum Özel devrinde de engelleyen bir yasa olmamasına karşın bu yasak fiili zorlamalarla, yüksek yargının vermiş olduğu birtakım kararların şerhleri, yasa ittihaz edilerek uygulanmıştır. Hasebiyle bunun için akdi zatında bir yasaya bile gerek yoktu. Madem bu türlü bir teklifte bulunuyorsunuz, haydi gelin bunu en üst hukuk normu olan anayasa değişikliğiyle gerçekleştirelim. Rastgele bir uygulayıcının anlayışına, rastgele bir siyasi iktidarın yönelimine bakmaksızın Türkiye’de bayanlarımız başörtülü ya da baş açık, özelde yahut kamuda rastgele bir formda ayırımcılığa natürel tutulamayacağı bir anayasal düzenlemeyle birlikte Türkiye bu ayıptan ilanihaye kurtulsun, bir daha gündemimize hiçbir halde gelmesin. Bayanlarımızın hak ve özgürlük alanı, siyasetimizin özgürlük alanı haline gelmesin. Bir daha hiç kimse bunun üzerinden siyaset yapmayı ya da bunun üzerinden bir yasak oluşturmayı aklının ucundan dahi geçirmesin.”
“6 ARTILIK MASANIN BIRAKIN ORTAK BİR ADAY ÇIKARABİLMEYİ ORTAK BİR FİKİR ETRAFINDA DAHİ TOPARLANABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Millet ittifakının şimdi adayını duyurmamış olmasını eleştiren Kurtulmuş, “Biz bütün gelişmeleri, iç siyasette ya da dış siyasette olsun, bütün bu olumlu gelişmeleri Türkiye yüzyılı vizyonumuzun hazırlığı olarak görüyoruz ve milletimizle paylaşıyoruz. Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz bu çalışmaları yaparken, maalesef başka tarafta da Türkiye’nin muhalefeti bırakın bir olumlu gündem oluşturabilmeyi, her gün biraz daha dağınık, biraz daha baş karışıklığı içerisinde olduğu görüntüyü milletimizin önüne seriyor. 6 artılı masanın bırakın ortak bir aday çıkarabilmeyi ortak bir fikir etrafında dahi toparlanabilmesinin mümkün olmadığı anlaşılıyor. Her gün biraz daha hengame, biraz daha iç uğraş, ‘kim nasıl olacak’ tartışmalarının içerisine giriyorlar. Bizim 1 yıla yakın bir müddettir söylediğimiz şey şudur: Karşı taraftaki ittifakın, ben 6 artılı masa diyorum zira üstünde kaç olduğunu bilmiyoruz, 6 artılı masanın genişleme potansiyeli var. Buradaki temel sorun adayın kim olacağının tespit edilmemesi değil ortak bir paradigmanın, ortak bir siyasi fikir çerçevesinin kurulamamış olmasıdır.
İnanın her toplantısından sonra millet şunu bekliyor, ‘bu toplantıdan ne çıkacak?’ Örneğin ulusal savunma endüstrisinde nasıl bir program icra edecekler. Mavi vatanın korunması ve Akdeniz’deki haklarımızın geliştirilmesi konusunda nasıl gayret verecekler. Örneğin Türkiye’nin terörle çabasında ve bilhassa hudut ötesi operasyonlarında ortak hangi fikirlere sahiptirler. Şayet iktidara gelirlerse hangi iktisat programını uygulayarak Türkiye iktisadında adımlar atacaklar. Bütün bunların üzerinde o denli görünüyor ki ortak bir fikirleri, müşterek hareket ettikleri bir paradigmaları olmadığı görülüyor. Bu türlü epey da daima adaylar üzerinden karşılıklı atışma içerisindeler.
Her gün rastgele bir partiden biri kelam söyleyerek aday üzerinde spekülasyonlar gündeme geliyor. Tabi karşı taraftaki siyasetin kimi, kimleri aday göstereceği bizi ilgilendirmiyor, kimi aday gösterirlerse göstersinler. Şunu söylemek herhalde hakkımız, siyaset yarış işidir. Yarış da en az 2 kişinin olduğu bir ortamda gerçekleşir. Bizim adayımız muhakkaktır, ne yaptığı muhakkaktır, vizyonu belirlidir, vizyonuyla Türkiye’yi getirmek istediği yer aşikardır. Karşı tarafın adayı belirli olmadığı üzere vizyonu hiç ortada yoktur, vizyon manasında yapıtı dahi yoktur. Biz karşımızda güçlü ve fikirlerini güçlü bir formda söz edebilen bir muhalefet isteriz. Muhalefetle günlük atışmalar üzerinden siyaset yapmak bizim işimiz değil, talebimiz de değildir. Münasebetiyle bir an önce bu 6’lı masadaki evvel baş karışıklığının sonra fikir dağınıklığının, sonra da ortak fikir ve maksat dağınıklığının ortadan kaldırılmasını ve aday ya da adaylarıyla Türkiye kamuoyunun önüne çıkmalarını tavsiye ederiz. Milletimiz dikkatle izliyor. Bu milletin fevkalâde yüksek bir feraseti vardır. Kimin ne yaptığını, kim ne söylerken neyi söylemek istediğini çok hoş anlıyor” dedi.