Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Servet Altay, 29 Eylül Dünya Kalp Günü’nün kalp ve damar hastalıklarına karşı farkındalık oluşturulması için değerli bir gün olduğunu söyledi.
Dünyada ve Türkiye’de en sık vefat nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğine dikkati çeken Altay, sağlıklı ve kaliteli bir ömrün kalp sıhhatinin korunmasından geçtiğini söz etti.
Altay, Türk sıhhat sisteminin kalp hastalıklarını tedavi etmede çok âlâ pozisyonda olduğunu, her türlü girişimsel tedavinin yapıldığını vurguladı.
Toplum sıhhatini koruyacak önleyici çalışmalar ve farkındalık çalışmalarıyla hiç tedaviye gerek kalmadan ölümlerin önlenebileceğini belirten Altay, “Her türlü tedaviyi yapabiliyoruz lakin bundan daha değerli olan hastalığın ilerlememesi. Sonuçları tedavi etmek yerine, sebepleri yok etme noktasına gelmemiz gerekir. Birincil muhafaza formüllerini ön plana çıkarmalıyız. Zira hem hastalık oluşmamış oluyor hem maliyet manasında avantaj oluyor” dedi.
SİGARAYI BIRAKMAK RİSKİ YARI YARIYA AZALTIYOR
Altay, sigaranın kalp ve damar hastalıkları açısından en kıymetli risk faktörü olduğunu lisana getirdi.
Sağlık Bakanlığının öncülüğünde yapılan çalışmalarla sigara kullanımında düşüşler olsa dahi Türkiye’de yüksek oranda sigara kullanımı olduğunu anlatan Altay, şunları kaydetti:
“Avrupa’da sigara kullanımına baktığımız vakit Türkiye ve Bulgaristan birinci sırayı paylaşıyor. Erkeklerde sigara tüketiminde yüzde 37’lik oranla Avrupa’da birinci sıradayız. Bayanlarda bu oran yüzde 23 nispeten biraz daha az. İkinci risk faktörü obezite. Obezite dünyada olduğu üzere maalesef Türkiye’de de çok arttı.
Avrupa’da obezite oranı en yüksek tekrar Türkiye maalesef. Sigara tüketimimiz yüksek, obezite oranımız artıyor. Bunlar kardiyovasküler hastalıklar için en faal faktörler. Bunun dışında hayat üslubu, yeme alışkanlıkları, hareketsizlik ve antrenmandan uzak bir ömür kahır yaratıyor. Yeniden tuz tüketiminde de dünyada en önde gelen ülkelerden biriyiz. Çok tuz tüketimi hipertansiyon ve kalp hastalıklarının gelişmesine neden oluyor.“
Altay, sigarayı bırakanlarda kalp hastalığı riskinin yarı yarıya azaldığını belirterek, “Kalp hastalıklarının en temelinde birinci sırada sigara ve akabinde obezite geliyor. Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen datalarda sigara kullanımını bırakan bir kişi, kalp hastalıkları açısından yakalanma ve vefat riskini yarı yarıya azaltıyor. Aslında tek başına sigarayı bırakmak kalp hastalığı riskini düşürüyor. Obezite tekrar kişinin denetiminde olan bir durum” diye konuştu.
TÜRKİYE AKDENİZ TİPİ BESLENEMYE UYGUN”
Altay, kalp ve damar hastalıklardan korunmada Akdeniz şekli beslenmenin kıymetine vurgu yaptı.
Türkiye’nin Akdeniz tipi beslenmeye uygun olduğunu belirten Altay, şöyle devam etti:
“Her bölgemizde buna uygun besinler var fakat biz yeniden de hayvansal besin yüklü beslenen bir durumdayız. Kardiyovasküler hastalıklar için olumlu gördüğümüz Akdeniz tipi beslenme modelinde kırmızı et tüketimi minimize ediliyor. Haftada bir gün muhakkak porsiyonda kırmızı et tüketimini öneriyoruz. Tereyağ üzere hayvansal yağları ve margarin üzere doymuş yağları önermiyoruz. Daha çok zeytin yağı tüketimini öneriyoruz.”
Kızartmalardan uzak durulması tavsiyesinde bulunan Altay, şunları kaydetti:
“Kızartılmış yağ, aterosklerotik olayı artıran ve lipid metabolizmayı bozan bir küme. Omega 3 açısından balık tüketimi çok değerli, haftada 2 gün balık öneriyoruz. Tuz ve tütsülenmiş besinlerden uzak durulmalı, günlük 5 gramda az tuz tüketilmeli. Daha çok yeşillik yüklü tüketim yapılmalı. Tabaktaki renk sayısı ne kadar çoksa o kadar düzgün diyoruz. Akşam yemeğinin erken yenilmesini öneriyoruz, gece yemeği tavsiye etmiyoruz. Akdeniz tipi beslenenlerde kardiyovasküler hastalıklar daha az görülüyor, sağlıklı beslenme bu manada çok kıymetli.“